Demokratikleşme serüvenimiz ve darbeler
Yalta Konferansında (Şubat 1945) ABD, SSCB ve İngiltere, savaş sonrasına ilişkin aldıkları diğer siyasi ve askerî kararlar dışında, Avrupa’da demokratikleşme dalgasına yol açan bir karara da imza atmışlardır. Avrupa’nın göbeğinde yaşanan insanlık trajedisi sonrasında post-travmatik sürecin restorasyonu adına demokratikleşme trendi egemen olmuştur. Bu trend, harici bir etken olarak bazı ülkelerin siyasi rejimlerinde demokratikleşme yönünde reform ve restorasyon süreçlerini başlatmıştır. Türkiye de bu demokratikleşme dalgasına uyumluluk çerçevesinde siyasal sistemini reforme etme noktasında tarihî bir adım (1946) atmıştır. Cumhuriyetin kuruluşu ile ulus devlet anlayışı üzerine inşa edilen siyasal sistemimiz, bu restorasyon çağına kadar tek partili siyasi rejim üzerinden kuvvetler birliği sistemini benimsemiştir. O tarihten itibaren, sivil ve militer kanatlarıyla bürokratik oligarşik yapı tarafından dirençle karşılansa da ‘kontrollü çok partili siyasi yaşam